31 Ağustos 2015 Pazartesi

İDEAL BOY – KİLO ORANI NEDİR?


İdeal boy kilo indeksi nedir ve nasıl hesaplanır? Vücut kitle indeksi, bireyin vücudundaki yağ oranını hesaplamak ve ideal boy kilo aralığını belirlemek için kullanılan bir yöntemdir. Doğrudan ölçüm yapılmaksızın, hesaplama yöntemiyle bulunduğundan kesin sonuçlar vermez; ancak çoğu insan için yaklaşık olarak doğru sonuçlar verdiği kanıtlanmıştır. Bu nedenle, ölçüme bir alternatif olarak düşünülebilir. İdeal boy kilo oranı, isminden de anlaşılacağı gibi, “ideal” bir aralık gösterir; ancak yalnızca vücut kitle indeksi göz önünde bulundurularak bir teşhis yapılamayacağı akıldan çıkarılmamalıdır.


 Vücut kitle indeksi çok yüksek çıkan bir birey, fazla kilosunun sağlık riski oluşturduğunu düşünüyorsa, ek testler ve değerlendirmeler yaptırmalıdır. İdeal Boy Kilo Nasıl Hesaplanır? Vücut kitle indeksi, kilonun (kilogram cinsinden) boyun (metre cinsinden) karesine yani kendisiyle çarpımına bölünerek hesaplanır.


 Örneğin; 1,65 metre boyunda ve 68 kilogram ağırlığındaki bir bireyin vücut kitle indeksi: 68 /(1.65x1.65) = 24.98 ‘dir. Bu durumda, bu kişi ideal boy kilo oranına sahip midir? 20 yaş ve üstü yetişkinler için; 18.5’in altındaki değerler “zayıf”, 18.5 ile 24.9 arasındaki değerler “normal”, 25 ile 29.9 arasındaki değerler “kilolu”, 30 ve üstü değerler “obez” olarak değerlendirilir. 24.98 vücut kitle indeksine sahip olan bir kişi, normal ve kilolu sayılan değerlerin tam ortasında yer aldığı için kilosuna dikkat etmesi önerilir. Vücut kitle indeksi gerçeğe yakın değerler vermesine rağmen, cinsiyet, ırk ve yaş gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda değişiklik gösterebilir:
 


Aynı vücut kitle indeksine sahip olan kadın ve erkekler arasında, kadınların vücudu erkeklere göre yağlanmaya daha müsaittir. Aynı vücut kitle indeksine sahip yaşça büyük bireyler ve gençler arasında, yaşı büyük olan kişilerin vücudu gençlere oranla yağlanmaya daha müsaittir. Çalışma temposu yüksek olan atletlerin, vücutlarındaki kas oranının artması sebebiyle vücut kitle indeksleri yüksek çıkabilir.


 Vücut kitle indeksi yağ oranını yaklaşık olarak gösterip, ideal boy kilo aralığını belirtmekle birlikte; vücuttaki yağın hangi bölgede toplandığını göstermez veya hesaplama yaparken kişinin kas oranını göz önünde bulundurmaz. Bu nedenle kesin teşhis koymak için ek testler yapmak ve doktor kontrolünden geçmek gerekir.



Ayrıca şu adresten de boyunuzu, kilonuzu, yaşınızı ve cinsiyetinizi girerek sağlıklı oranınızı öğrenebilirsiniz. 



28 Ağustos 2015 Cuma

TURNER SENDROMU NEDİR? BOY KISALIĞINI ETKİLER Mİ?


Kadınlarda çok fazla bilinmeyen ama ciddi bir rahatsızlık olan Turner Sendromu kadınlarda boy kısalığının nedeni olabilir.


İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ve Büyüyen Çocuk derneği Başkanı Dündar, yaptığı açıklamada, Turner sendromunun X kromozomu yokluğu ya da yapısal bozukluğu nedeniyle ortaya çıkan genetik bir hastalık olduğunu belirtti.


Hastalığa rastlanma sıklığının her canlı kız çocuk doğumunda 2 bin ila 2 bin 500 aralığında olduğuna dikkati çeken Dündar, sendromun en sık rastlanan belirtilerinin kısa boy, ergenlik gecikmesi, kemik erimesi, gebe kalamama olduğunu ifade etti.


Dündar, kalp hastalıkları, diyabet, kemik erimesi, işitme problemi, çölyak hastalığı, tiroit hastalıkları ve göz problemlerine de Turner sendromu vakalarında daha sık rastlandığını aktardı.


Hasta sayısının yüksek olmasına karşın Turner sendromunun bilinmediğini vurgulayan Dündar, "Ülkemizde sendromlu hasta sayısı kesin olarak bilinmemektedir ancak çocuk endokrinoloji kliniklerinde takip edilen hastaların azlığı, toplum içinde çok sayıda hastalığından habersiz kişilerin dolaştığını göstermektedir" dedi.


Gebe kalamama şikayetiyle doktora başvuran bazı kadınların 30'lu yaşlarında Turner sendromu hastası olduğunu öğrendiğini ifade eden Dündar, şu bilgileri verdi:"Genelde yetişkinlerde 152 santimin altını kısa boy olarak kabul ediyoruz. Türkiye'deki kadınlarda boy kısalığı normal karşılanıyor. Oysa bunun nedeni, Turner sendromu olabilir. Tanısı çok kolay. Kromozom analiziyle bakılıyor ve SGK da bunu karşılıyor hatta sendrom anne karnında bile anlaşılabiliyor. Erken tanısı çok önemli. Boy açısından büyüme hormonu tedavisinden fayda görebiliyorlar. Sağlık camiasında da halk arasında da bilinirliği az. 'Down sendromu' dediğimde bilirsiniz ancak benzer sıklıkta Turner sendromu da görebiliyoruz. Aramızda dolaşan çok sayıda Turner sendromlu kadın var. Türkiye'deki sayılarını bilmiyoruz çünkü kızlar, boy kısalığı nedeniyle doktora götürülmüyor ya da geç götürülüyor çünkü önemsenmiyor."


Prof. Dr. Dündar, Turner sendromunun belirlenmesinin ardından büyüme hormonu tedavisi ile kız çocuklarının boylarının 8-10 santim uzatılabildiğini, çeşitli tedavilerle hastaların yaşam kalitesinin yükseltildiğini ifade etti.Erken teşhisin büyük önem taşıdığını belirten Dündar, hastalığın küçük yaşta anlaşılamaması durumunda da kısa boylu kadınların doktora gitmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:"Sendromun farklı formları var. Hafif formlarında boy kısalığı şiddetli olmuyor. Kendiliğinden ergenliğe girebiliyor. Biz farkındalık projesi başlattık. Kız çocukları 13 yaşına gelmesine rağmen meme büyümesi yoksa, 16 yaşına kadar adet görmemişse mutlaka bir polikliniğe gitmesi lazım. Kısa boylu her kız çocuğunun araştırılması ve gerekirse tedavi alması lazım. "Dündar, kulak kusurları, kısa boyun, kol eğriliği gibi belirtilerin de hastalığın habercisi sayılabileceğini dile getirdi. Hastalığın tanınmasıyla tedavi olanağının da artacağına dikkati çeken Dündar, 12-13 Eylül tarihleri arasında İzmir'de 'Turner Sendromu Farkındalık Hareketi' adına Büyüyen Çocuk Derneği ve Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği katkıları ile "1. Turner Sendromlu Hastalar, Aileleri ve Uzmanları Buluşması" düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.


AA


27 Ağustos 2015 Perşembe

OMURGAYI GÜÇLENDİRMEK İÇİN YÜZÜN


Boy uzamasında ve sağlıklı bir vücut yapısına sahip olmada ki temel konulardan biri de sağlıklı bir omurga yapısına sahip olmaktan geçiyor.
 Omurga yapısı boyun uzunluğu açısından çok önemli bir faktördür.
 Omurga vücudumuz için nasıl bir önem taşıyor? 33 adet omur kemiğinin birleşmesiyle oluşan ve içinde omuriliği barındıran kemik yapı 'omurga', bedeni ayakta tutan, organların, iskelet ve kas sistemlerinin dengede durmasını sağlayan bir yapıdır. Bu yapının bozulması durumunda birçok hastalık, sakatlık ve hatta ölümcül risklerle karşı karşıya kalınabiliyor.
 Omurgayı güçlendirmek için yapılacak en doğal spor yüzmedir. Yüzme, omurga için en faydalı sporlardan birisi fakat yanlış uygulandığında risk taşıyor. Omurga kaslarını güçlendiren en ideal yüzme şekli ise serbest stil ve sırtüstü yüzmedir. 




Sağlıklı bir beden için omurga sağlığını korumak şart! Bazı egzersiz ve sporları rutin olarak yapmanın omurga sağlığına iyi geldiği birçok kişi tarafından biliniyor. Ama kimi zaman yapılan bilinçsiz sporlar omurgaya zarar da verebiliyor. Bunlardan korunmak ve boy uzatabilmek için omurga yapısını sağlam tutmak şart. 

DOWN SENDROMU VE ÇOCUKLARDA BOY KISALIĞINA ETKİLERİ


Bazı kromozomal hastalıklar ve sendromlarda boy kısalığı gözlenebilir. Bu sorunlar, genlerle ilgili olabileceği gibi, ilk kez ortaya çıkabilir. Sendrom, tanımlayan kişi ya da kişilerin adı ile anılan, fiziksel anomalilerin birden fazlasının bir arada görüldüğü durumlardır. Büyüme geriliği çok sayıda sendromun bir bileşeni olarak gözlenebilir. Boy kısalığıyla giden sendrom ve kromozomal hastalıklardan en iyi bilineni Down sendomudur. Bu çocuklar oldukça kısa boyludur. 

Turner Sendromu, ergenlik yaşına doğru fark edilen bir boy kısalığı nedenidir. Bu sendroma sahip kız çocuklarda boy kısalığı yanında, yumurtalık gelişiminin olmaması ve diğer birçok fiziksel anormallikler gözlenir. Ergenlik başlayamaz.

Bazen bu sendromun karakteristik özelliklerinin hepsi bir arada olmayabilir.

Bu nedenle kızlarda, boy kısalığına neden olan herhangi bir neden bulunamaz ise, bu sendrom mutlaka akla gelmelidir.
Gerekirse kromozom incelemeleri yapılmalıdır. 



HANGİ DURUMLAR VE HASTALIKLAR ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNİ ENGELLİYOR? 



Düşük doğum kilolu bebeklerin yüzde 10-15'i büyümeyi yakalayamıyor. Kronik hastalıklarda, hem hastalığın kendisi, hem de hastalıkta kullanılan ilaçlar ve beslenme yetersizlikleri bir araya gelerek büyüme geriliğini ortaya çıkarabiliyor. 


Örneğin, astım hastası bir çocukta; hem astım atakları, hem de uzun süre ve yüksek dozda kullanılan kortizonlu ilaçlar büyümeyi olumsuz etkiliyor. Böbrek hastalıkları, kansızlık, bağırsak emilim kusurları (çölyak, ülseratif kolit), kalp hastalıkları büyüme ve gelişmeyi etkileyen diğer kronik hastalıklar. 


Çölyak hastalığında; arpa, buğday, çavdar ve yulafta bulunan gliadin isimli bir proteine karşı bağırsakta reaksiyon ortaya çıkıyor. Alınan gıdalar bağırsakta emilemiyor. Bu çocukların bir kısmında sindirim sistemine ait bulgular olmaksızın sadece büyümede yavaşlama gözlenebiliyor. 

BODY BUILDING BOY UZAMASINI ENGELLER Mİ?


Bloğumuz, yayına başladığından beri sağlam bir kitle yarattı kendine. Ve sadık okuyucularımızla, gün aşırı mail yoluyla haberleşiyoruz.
Girdiğimiz içerikler de genel olarak okuyucularımızın sorularına cevap olacak nitelikte oluyor.
Bizim amacımız insan sağlığına pozitif etki yaratacak bazı tavsiyelerde bulunmak.
 Maillerimizde toplanan e-postalardan seçtiğimiz bir başka popüler soru ise; "Ağırlık çalışmak, boyu kısaltır mı" oldu. Çok fazla sorulan bir soru bu.
 Peki, nedir bu body building?Özellikle genç neslin çok fazla kafa yorduğu bir konu bu. Herkes güzel bir vücuda sahip olmak ister. Ama insan vücudunu algoritmasının da çok basit ve genel bir kuralı var.


“Her şeyin fazlası zarar!” 

Geçenlerde böbrek taşı ile alakalı bir bloğa rastladım.Blogtaki bir yazıda, insan sağlığına etkisi tartışılmaz olan C vitaminin bile fazlasının böbrek taşına neden olduğu söyleniyordu.

Yazının tamamına şu linkten ulaşabilirsiniz.


http://bobrek-tasi-dusurmek.blogspot.com.tr/2015/08/her-gun-portakal-suyubobrek-tasi-nedeni.html



Konumuza geri dönelim? Body building boy uzamasına engel olur mu?
Bu konu üzerinde yapılan pek çok çalışma mevcuttur ve hemen hemen hepsi birazdan belirteceğimiz yazıları içermektedir. Erkeklerde boy uzaması en verimli olarak 20 - 21, bayanlarda ise 17 - 18 yaşına kadar devam edebilmektedir. Bu yaşlardan sonra da boy uzaması mümkündür. Sağlıklı bir yaşam tarzı belirlendiğinde ergenlik sonrası boy uzaması da gerçekleşebilen bir şeydir.  


Ama özellikle bu yaşlardan önce yapılan şiddeti yüksek ağırlık antrenmanları boy uzamasını olumsuz şekilde etkileyebilmektedir. 


Nedeni ise gelişmekte olan kemiklerimizin uçlarında bulunan hücrelerin kapanmasıdır. Yüksek şiddetli antrenmanlara maruz kaldığı takdirde büyümesi ve gelişmesi yavaşlamaktadır. Bu sebeple ağırlık çalışmaya başlayacak kişilerin, gelişimlerini tamamlaması ve daha sonra ağırlık çalışmaya başlaması gerekmektedir.


Gelişimlerini tamamlamayan gençler, daha çok kendi vücut ağırlıklarını kullanarak uygulanan çalışmaları tercih etmelidirler. Ekstra kullanılan ağırlıklar eklemlere ve kemiklere daha fazla yükün binmesini sağlar. 


Ayrıca, Yetişkin kişilerde tek yönlü yapılan sadece ağırlık çalışmaları da, omurga sağlığı açısından olumsuz etki gösterebilmektedir. Omurların arasında bulunan yastıkçıklar aşırı ağırlıklara maruz kaldığı zaman, uygulanan baskıya dayanamayabilir. Bu nedenle MUTLAKA ESNETME (STRETCHING) veya PILATES - YOGA egzersizleri ile kombine edilmelidir.


Aksi halde boyun uzaması durabilir veya kısalabilir. Boy uzamasının durmasından ziyede kişide ciddi sağlık problemleri görülebilmektedir. Boyun fıtığı, bel fıtığı, diz problemleri vb. durumlar görülebilmektedir.Gençlerde görülen bir başka durum ise, küçük yaşlarda uygulanan ağırlık çalışmaları, gelişimin doğal süreçten önce tamamlanmasına ve ileri yaşlarda ciddi bel, boyun, diz vb sağlık problemlerinin görülmesine neden olabilmektedir. Gençlere tavsiyemiz, gelişiminiz tamamlanmadan ağırlık antrenmanlarını yapmamanız ve daha çok kendi vücut ağırlığınızla çalışmaları tercih etmeniz yönündedir. 


Yetişkin bireylere tavsiyemiz ise, ağırlık antrenmanlarına verdiğiniz önem kadar esnetme hareketlerine de önem vermeniz. Ağırlık çalışmaya başladığınız zaman bunların zararını çok fazla görmezsiniz fakat aradan geçen uzun yıllar sonrasında nasıl bir hata yaptığınızı anlayacaksınızdır.Vücudun herhangi bir parçasını ne kadar zorlarsanız, uzun vadede o kadar fazla zarar verirsiniz. Eğer bu işten iyi bir para kazanmıyorsanız veya bu işi profesyonel ve yarışmacı olarak yapmayacaksanız, sağlığınızı kaybetmenizin hiç bir anlamı yoktur. 


26 Ağustos 2015 Çarşamba




Kısa boylu olmanın avantajları ve dezavantajlarının sıralandığı bir yazı okumuştum geçen haftalarda. Toplamda 26 maddelik bir yazıydı ve nedense 25 madde dezavantajdı. 

(www.onedio.com ‘da yer alan makale)

“Türkiye boy ortalaması olarak Avrupa’nın gerisinde ama” gibi bahaneler üreterek boy kısalığını sadece genetiğe vurmak ta bana biraz sorundan kaçmak gibi geliyor. Ayrıca İstanbul’da toplu taşıma kullanan herkes bilir ki, yeni nesil artık Türkiye ortalaması falan dinlemiyor, uzuyorlar efendim.


“Allah benim 65 kilo olmamı isteseydi, beni öyle yaratırdı” diyen Yıldız ablaya saygım sonsuz ama durum ondan biraz daha anlaşılır bir hal içinde aslında.


Yıldız abla demişken yazıyı okumaya devam ederken bir kuble El Adamı dinlenir.


Buyurun efendim, bu da linki.



Konu kısa boylu olmak ve insanın buna karşı yapabilecek pek çok şeyi var. Kısa boylu olmanın nasıl bir dezavantaj bir durum olduğunu bilen insanlar, aslında bu dezavantajlar karşısında çektikleri zorluklarla karşılaştırsalar boy uzatma yöntemlerini, mevcut boyun 3 katından fazla pişmanlık yaşarlardı.


Şimdi kısa boylu okuyucularımızın yaşayabileceği bazı sıkıntıları tartışalım.


Mesela, mağazanın birinde geziyorsunuz. Çok şık ve kaliteli bir kot pantolon gördünüz. Kendi bedeninizin ölçüsünde seçtiniz, değişim kabini önünde sıra beklemeye başladınız. Sıra size geldi, kabinden içeri girdiniz ve pantolonu giydiniz. Önce bel bölgesini kontrol ettiniz, sonuç mükemmel. Tam olarak bedeni kavramış. Çift aynalı kabinden tekrar kendinizi, perspektif olarak kestiniz ama bir eksiklik var. Ayaklarınız gözükmüyor. Pantolon ayaklarınızı öylesine esir almış ki o zamana kadar sanki hiç ayaklarınız olmamış gibi hissedersiniz. “Terzi Ali ağbi bunu çiçek gibi yapar” dediniz ve pantolonu satın aldınız. Ne yazık ki siz daha giyemeden, terzi Ali ağbi o pantolonu kesti, biçti. Bu çok sık başınıza gelen bir durum öyle değil mi?


Kıyafet değiştirme kabinlerinde yaşanan zorluklara benzer olarak ta tuvaletlerde yaşanabilecek bir sıkıntıdan bahsetmek gerekir.


Şunu itiraf etmeliyiz ki her alanda gelişen teknoloji bazen sinir bozucu olabiliyor. Örneğin taksilerde kullanılan telsizler. 5 kilometrelik yolu size ıstırap yoluna çevirebilmeyi başarabilen bu cihazlara hepimiz çok ayrı gıcık oluyoruz eminim ama şimdi konumuz o değil. Konumuz, teknolojik gelişmelerden en sinir bozucu olanı. Sensörlü lambalar. Böylesine çok ta gerekli olmayan bir icadı üstelik en gerekli ve en özel yere koymak hangi aklın ürünüdür bilemiyorum ama kesinlikle insanlık suçu. Fotoselli lambanın seni fark etmemesi gibi durumlar yaşamışsındır eminim.


Yazının tamamındaki maddeleri burada tek tek açıklamayacağım ama kısa boyluluk, aslında büyük bir sorun.


“K.çı yere yakından korkacaksın” sözüne sürekli maruz kalmak bile aslından bu durumun ne kadar can sıkıcı olduğunun açık bir göstergesi.


Ben doktor değilim, eczacı hiç değilim evet lisedeyken eczacıda kalfa olarak ta çalışmadım. Ben kısa boyluyum ve bu derdin çaresini araştırıyorum. 


Ben ergenliğimden beri canımı en çok sıkan konuyu çözebilmek için savaş veriyorum.


Ve bunu da çözüme kavuşturdum.


Bir çalışma hazırladım. Yaklaşık 1,5 yıl süren kapsamlı bir araştırma yaptım.


Gerekli yerlerde uzmanlardan destek aldım, kendim denedim, bazen yanıldım bazen doğru sonuçlar aldım.


Ve bu e-kitabı ortaya çıkardım.


Bu e-kitap, bir doktor tavsiyesi değildir, ilaç tedavisi değildir veya giyinme ve aksesuar destekli hileler değildir.


Kısa boylu olmanın, sonradan müdahale edilemeyen tek sorunu genetik faktörlerdir. Diğer etmenlerin hepsi insanların elindedir ve disiplinli bir program aşılabilen problemlerdir. 




25 Ağustos 2015 Salı

İBRAHİM SARACOĞLU’NDAN BOY UZATMA KÜRÜ


Bitkileri araştırıp tamamen doğal çözümler bulan Adnan Saraçoğlu, boy uzatmak için de bir kür duyurdu.


Saracoğlu boy uzatma kürünün tamamen doğal olduğunu ve kullanımında genel anlamda herhangi bir sıkıntı olmayacağını belirtti. 


Kısa boylu olanlar her hafta düzenli olarak torik, kefal, uskumru ve palamut olmak üzere bu balık türlerinden bir tanesini tüketmeli. Haftada 3 defa ızgara ya da fırın yaparak pişirilen bu balık türlerinden tüketmemizi söyleyen Sayın Saraçoğlu, bu duruma 6 ay boyunca devam etmeyi önermekte. İbrahim Saracoğlu’nun ifadesiyle 6 ay sonra düzenli olarak haftada 3 kez bu balık türlerinden bir tanesini yiyen kişilerin gözle görülebilir bir sonuca ulaşacağını bildirdi.


Bu boy uzatma formülünü her yaş için uygulayabilirsiniz. Saracoğlu, bu programın sabır gerektiren bir süreç olduğunu özellikle 13 ve 21 yaş arası kişilerde azami fayda göstereceğini belirtti.  

24 Ağustos 2015 Pazartesi

BÜYÜME HORMONU


Büyüme hormonu, büyümeyi ve hücrelerin yenilenmesini sağlayan hipofiz bezi tarafından salgılanan bir protein hormonudur.


Büyüme hormonu neden bu kadar önemlidir?


Büyüme hormonu sizin daha uzun ve güçlü olmanızdan sorumlu en önemli hormondur.


Eğer ki boyunuz kısalıyorsa büyük olasılıkla büyüme hormonu yetersizliği ile karşı karşıyasınızdır. Büyüme hormonu yetersizlikleri genellikle her yaşta erkek veya kadının başına gelebilir ve büyüme hormonu terapisi ve HGH besin takviyeleri ile tedavi edilebilir. Bu konu üzerine çalışan çok sayıda firma vardır.


Büyüme hormonu seviyelerimiz 25 yaşından sonra her geçen yıl yavaş yavaş düşmektedir ve bu durum yetişkinler açısından günlük beslenme rejimlerine HGH besin takviyelerini eklemelerini daha kötü sonuçlara neden olabilir.


Hiç fark ettiniz mi? İnsanlar yaşlandıkça daha da küçülür. Bu olay düşen HGH seviyelerimizle ilişkilidir. 

Aynı kişilerin HGH seviyelerini yenileme veya arttırma imkânı olsaydı, boylarına yeni birkaç santimetre ve hatta belki daha da fazlasını ekleme şansları olurdu. İşte büyüme hormonu, vücutlarımız ve boyumuzun uzunluğu açısından bu denli önemli.

21 Ağustos 2015 Cuma

PROTEİNLER

Herkesin protein gereksinimi, vücut boyutu, yaş ve sağlık durumuna göre farklılık gösterir. İri, genç bir insan daha ufak boyutlara sahip ve yaşlı birinden daha fazla proteine ihtiyaç duyacaktır.


Proteinler farklı işlev ve görevlere sahiptir ve vücudun farklı bölgelerinde görev alır.


Ergenlik sonrası boy uzaması konusunu daha önceki yazılarımızda da sık sık belirttiğimiz gibi, düzenli ve dengeli beslenme bu konuda çok önemli bir yer tutar.


Vitamin, mineral, karbonhidratlar kadar proteinler de dengeli beslenmenin olmazsa olmazlarındandır.


Dünya sağlık örgütü (WHO) ideal kiloya sahip bir insanın, günlük olarak minimum kilo başına 0,45 gram, maksimum yine kilo başına 0,80 gram protein alması gerektiğini söylemektedir.


Temelde çeşit olarak iki tane protein vardır. Tam ve eksik protein olarak isimlendirilir.


Tam proteinler, doku yapımında görev alır ve vücudun ihtiyaç duyduğu sekiz amino asidin vücuda tam olarak alınmasını sağlar.


Eksik proteinler ise, esansiyel amino asitlerden yoksundur ve tek başına alındığında etkin şekilde kullanılmaz. Az miktarda hayvansal kaynaklı proteinlerde birleştirildiğinde tam protein haline gelir.




Protein Bakımından Zengin Besinler

Aşağıdaki listede yüksek miktarda protein içeren, az yağlı besinleri bulabilirsiniz. Ancak bu liste protein bakımından zengin hayvansal ve bitkisel gıdaların tam listesi değildir. Kişinin sağlık koşullarına bağlı olarak bu listede bulunan bazı besinlerin tüketilmesi sakıncalı olabilir. Bu nedenle herhangi bir hastalık nedeniyle düzenli ilaç kullanıyorsanız protein bakımından zengin diyet programı için bir uzmana danışmanızı öneririm.


Göğüs Tavuk veya Hindi Eti: 100 gramında 30 gram protein bulunur. 1 gram protein 4.5 kaloriye denk gelir.


Balık (Ton, Somon…): 100 gramında 26 gram protein bulunur. 1 gram protein 4.5 kaloriye denk gelir.


Süzme Peynir: 100 gramında 32 gram protein bulunur. 1 gram protein 4.7 kaloriye denk gelir.


Az Yağlı Sığır veya Dana Eti: 100 gramında 36 gram protein bulunur. 1 gram protein 5.3 kaloriye denk gelir.


Tofu: 100 gramında 7 gram protein bulunur. 1 gram protein 7.4 kaloriye denk gelir.


Barbunya: 100 gramında 17 gram protein bulunur. 1 gram protein 10.4 kaloriye denk gelir.


Yumurta: 100 gramında 13 gram protein bulunur. 1 gram protein 12 kaloriye denk gelir.


Yoğurt (Süt, Soya Sütü): 100 gramında 6 gram protein bulunur. 1 gram protein 18 kaloriye denk gelir.


Yemişler (Fındık, Fıstık, Badem, Kabak Çekirdeği): 100 gramında 33 gram protein bulunur. 1 gram protein 15.8 kaloriye denk gelir.



GELİŞME ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARIN BOY UZAMASINDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER

Her ebeveyn, çocuklarının uzun boylu ve düzgün fizikli olmasın ister değil mi? Peki bunun hakkında istemek dışında neler yapılmalıdır? Çocuklarda boy uzaması müdahale edilebilir ve geliştirilebilir bir olgudur. Beslenme düzeni, uyku düzeni ve çocuğun hareket halinde olması bu olguya etki eden en önemli faktörlerdendir.


Günümüzde, teknolojik gelişmelerin çok hızlı ilerlemesi ve çocukların da bu ilerlemeyi çok yakından takip etmek istemeleri nedeniyle, yeni nesilin vücut şekilleri bozuldu. Daha kilolu ve kısa boylu bir nesil geliyor şu sıralarda. Özellikle 2000 – 2005 yılları arasında doğan jenerasyon, doğrudan teknolojinin, bilgisayarın ve internetin arasına doğdu. Konuşmayı tam olarak sökemeden klavye kullanmayı öğrendi. Bu da aslında bir bakıma asosyal bir jenerasyon yarattı.


Sokaklara dikkat edin, “sokakta top oynayan çocuk” kavramı artık bir ütopya. Taş plak satıcısı gibi tamamen ortadan kalkamaya namzet.
Bilgisayar başında online olarak hayat süren bir çocuk, boy uzaması konusunda elzem bir gereklilik olan egzersiz ve hareket konusunda yoksun kalıyorlar. Yeni jenerasyonun fast food sevdası da bu duruma eklenince, kısa boylu tıknaz bir nüfus ile karşı karşıya kalmak kaçınılmaz oluyor.


Peki bu durumla nasıl başa çıkılabilir?


Gelişme çağında çocuklar, uzun boylu olabilmek için nasıl bir beslenme tarzı takınmalıdır.


Ünlü diyetisyen Serkan Tutar bu konuda, Milliyet gazetesine açıklamalarda bulunmuş.
Bu açıklamalardan önemli kısımlar ise şöyle.
 Boy uzatan temel besinlerin temeli kalsiyum ve D vitaminine dayanmaktadır. Eğer ergenlik dönemindeki çocuklar bu vitamin ve minerali yeterli düzeyde alıyorlarsa genetik faktörleri izin verdiği ölçüde uzun boylu olacaktır. Anne ve babaların bu konuya ekstra özen göstermesi gerekmektedir.


Çocukların uzun boylu olması için kalsiyum mineralinin temel kaynağı olan süt ve süt ürünlerini bol miktarda tüketmesi gerekir. Gün içerisinde 2 su bardağı süt ve bir kase yoğurdu mutlaka çocuklarınızın almasını sağlamalısınız.


Kalsiyum içeriği bakımından en yüksek olan besinlerden birisi de susamdır. Direk olarak tüketilemeyen susam, genelde simit, börek ve bazı poğaça çeşitlerinde sağlanmaktadır. Susam tüketiminde miktar çok önemlidir. Yapısında fazla bulunan yağ nedeniyle fazla tüketimi kilo konusunda sıkıntı yapabilecektir.


Bu gıdaların yanında, boy uzaması bir çocuğun sürekli hareket halinde olmasına da bağlıdır. Çocuklarınızı sürekli olarak spor yapmaları konusunda teşvik etmelisiniz.


Gelişme çağında bir çocuk için en etkili sporlardan birisi de yüzmedir. Yüzme, eylem sırasında en fazla kası çalıştıran aktivitedir ve gelişim açısından önemi büyüktür.


Ayrıca basketbol ve voleybol gibi takım sporlarına da yönelmesini sağlayarak boy uzamasına katkı sağlamış olursunuz hem de takım çalışması konusunda eğitilmiş olan ve çevresine saygılı bir birey yetiştirmiş olursunuz.



19 Ağustos 2015 Çarşamba

GAZLI İÇECEKLERİN BOY UZAMASINA ETKİSİ


En az sigara kadar zararlı diğer bir sağlık düşmanı da gazlı içeceklerdir.

Boy uzaması olarak sınırlı düşünmeyin her anlamda gazlı içeceklerin zararları, tahmin edebileceğiniz çok üstündedir.

Dünya genelinde çeşitli markalar adı altında piyasaya sürülen, en büyük marketlerden küçük büfelere, en lüks restoranlardan sıradan fast food dükkanlarına kadar kafamızı çevirdiğimiz her yerde bu içeceklerle karşılaşmaktayız. 

Evlerimizin içine de giren bu içecekler sağlığımızı oldukça tehdit ediyor ve çoğu insan henüz bunu görmezden geliyor. Özellikle tüketimin en yoğun olduğu ülkelerden Amerika’da bu konuda çeşitli kliniklerde ve üniversitelerde, henüz sadece zararlarına ilişkin ciddi anlamda çalışmalar başlatılmış durumda. Burada en çok dikkat çektikleri zarar, gazlı içeceklerin kalsiyum üzerine olumsuz etkisi ki bu da pek çok diğer etkinin yanında boy uzamasını engellemeye kadar giden olumsuz sonuçlara yol açıyor.


Fiziksel görünümün, çocukluktan itibaren hangi yaş olursa olsun bir insanın psikolojisine etki eden en önemli etkenlerden biri olduğu artık kanıtlanmış ve bilinen bir gerçektir. Olması gerekenden kısa olma durumu, toplum içinde yaşayan ve kendine yer edinmeye çalışan çoğu kişide sıkıntı yaratıyor. Kişi, her ne kadar başarılı ve iyi bir mevkiide olursa olsun şayet fiziksel açıdan kendini iyi görmüyorsa bir şeyler eksik kalıyor ve mutsuz oluyor. Bu elbette ki bazı istisnalar haricinde böyle.




Burada ebeveynlere oldukça fazla iş düşmektedir. Sağlıklı gelişim ve büyüme için, doğru beslenme en önemli faktör. Doğumdan itibaren -anne sütü ile beslenme periyodundan sonra- gelişim açısından ilk yıllar özellikle özen gösterilmesi gereken yaşlar. Boy uzatma teknikleri arasında da aynı şekilde doğru beslenme en etkili yöntem. Tabii ki bir de ayrı bir durum var ki örneğin ülkemizde her sene binin üzerinde bebekte büyüme hormonu eksikliği teşhis ediliyor. Vücutta bu hormonun az olması boy kısalığına sebep oluyor. Şayet bu durum göz ardı edilir ve gerekli önlemler alınmaz ise yetişkinlik dönemine gelindiğinde kısa boylu bir insan olarak hayatını idame ettirmek durumunda kalıyorlar.


İşte, kalsiyumun vücut açısından önemi, gazlı içeceklerden her yaşta özellikle gelişim çağında uzak durulması ve doğru beslenme burada tekrar devreye giriyor. Gazlı içeceklerin içindeki fosfor, kalsiyumun emilmesini ve vücut tarafından kullanılmasını engelliyor. Yani, kemik sağlığı ve boy uzaması açısından günlük yiyeceklerimizde bulunması gereken fosfor-kalsiyum dengesi bozuluyor. Ayrıca gazlı içeceklerde bulunan kafein vücuttan kalsiyum atılmasına sebep oluyor. Doğru oranlarda kalsiyum günlük olarak vücuda alınsa da şayet gazlı içecek tüketilirse, bu en önemli boy uzatma tekniklerinden biri olan doğru beslenme sekteye uğramış oluyor.


Elbette ki büyüme ve gelişim çağında tüm bu uyarılar dikkate alınmadıysa ve kişi kısa boylu kaldıysa yine her yaşta uygulanabilecek bazı boy uzatma teknikleri mevcut. Bacak boyu uzatma, boy uzatma, boy uzatma egzersizleri gibi çeşitli boy uzatma yöntemleri, doğru beslenme ile desteklendiğinde çok olumlu sonuçlar alınabiliyor. Ancak bu programlar dahilinde gazlı içeceklerden uzak durulması, boy uzamasını engelleyici diğer besinlerin tüketilmemesi çok önemli.


Görüldüğü üzere, gazlı içecekler belki sigara gibi yaşanılan çevreye zarar vermiyor ancak boy uzamasını ve dengeli beslenmeyi engellediğinden çocuklara ve gençlere olumsuz anlamda tesir ederek toplum psikolojisini ve sağlığını etkiliyor.


SİGARANIN BOY UZAMASINA OLUMSUZ ETKİLERİ


Sigaranın zararlarına karşı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de başlatılan, sigaraya alışmayı engelleyici ve sigarayı bırakmaya yönelik çalışmalar son zamanlarda insan ve toplum sağlığı açısından yapılan çalışmaların en doğrusu. Her gün yüzlerce insan, sigaradan dolayı maruz kaldıkları hastalıklardan ötürü hayatını kaybediyor. Bir de sigaranın şöyle bir dezavantajı var. Sigaradan çıkan duman içmeyen insanları da etkiliyor. Bu durumda, her tür faaliyetinde özgür olan insanın karşısına başkalarının hayatını da riske soktuğu gerekçesi ortaya çıkıyor. Bir kişi, özgür iradesi ile aslında kendisi için neyin iyi neyin yanlış olduğu konusunda serbest. Bu her konuda böyle. Ancak çevresine zarar vermeye başladığı zaman, insan haklarına saygıda ve müdahalede kusur edilmiş oluyor, olay değişiyor.







Boy uzunluğu konusunda, müdahale edilemeyen faktörün genetik olduğunu, diğer faktörlerin ise insanların yaşam tarzlarından ötürü geldiğini biliyoruz.

Beslenme, egzersiz ve uyku düzeni gibi önemli 3 faktöre doğrudan etkisi olan sigara, bu konuda çalışan insanların bütün emeklerini çöpe atabilecek kadar güçlü bir düşman ve bütün faktörleri doğrudan etkileyerek olumsuz anlamda katkı(!) sağlıyor.

Ayrıca kemik gelişimi ve sağlamlığı açısından çok önemli bir mineral olan Kalsiyum’u da içindeki kimyasallar ile reaksiyona sokarak vücutta kalıntı yapacak bir forma dönüştürüyor ve vücut için faydalı bir minerali vücut atığına çeviriyor.

İştah konusunda her insanda farklı bir etki gösterir sigara. Kimi insanın iştahını tıkar, olması gerektiğinden daha az beslenir. Kiminin de iştahını kabartır, obeziteye kadar giden yola sokar.

Egzersizleri yaparken nefes darlığına sebep olur. Vücudun egzersizleri yaparken gerekli kuvveti toplayamamasına ve çok erken kas ve eklem yorgunluklarına sebep olur.

Sadece boy uzaması konusunda değil, sağlığınız açısından tüm detaylarıyla düşünün ve sigarayı bırakın.

Küçük bir istatistik! 

Türkiye’de her gün sigara ve sigarayla bağlantılı hastalıklardan ortalama 300 kişi ölüyor. Yani Türkiye’de her gün bir uçak düşüyor!



14 Ağustos 2015 Cuma

BOY EGZERSİZLERİNİ SIKICI OLMAKTAN KURTARAN EGZERSİZ MÜZİKLERİ


Ergenlik sonrası boy uzatabilmenin en temel şartlarından biri de düzenli ve programlı bir egzersiz çalışması yapmaktır.

Yapılması gereken egzersizler aslında çok zorlayıcı figürler içermez ama yine de insanlara bir angarya iş olarak görülür.

Bu egzersizleri eğlenceli bir iş haline getirebilmek hem egzersizleri sürekli hale getirebilmek hem de daha verimli çalışmak için egzersiz yaparken mutlaka müzik dinlemelisiniz.

Müzik ruhun gıdasıdır, her insan da bu gıdanın farklı lezzetlerini bulur.

Arabesk te dinleyen olur hard rock takılan da.

Ama egzersizlerin belli bir raconu ve ritmik melodileri olan müzikleri var ve siz de bunları tercih etmelisiniz.

Size Youtube’ tan bir öneri veriyorum.



Bunun gibi pek çok melodiyi orada bulabilirsiniz.


Herkese iyi çalışmalar. 

BOY GELİŞİMİNE FAYDALI MİNARELLER

BOY UZATMA İÇİN FAYDALI MİNERALLER


Yeryüzünde doğal olarak bulunan maddelerdir.  Vücudumuzda bulunan kemiklerin ve dişlerimizin büyük bir bölümünü oluşturmalarının yanı sıra diğer vücut fonksiyonlarımızın da düzenlenmesinde yardımcı olurlar.

Boy uzatmak için ve sağlıklı bir yaşama kavuşmak için alınması gereken bazı mineraller şunlardır.




KALSİYUM

Kemikler ve dişlerin güçlenmesinde yardımcıdır. Kalp ritmi devamlılığında yardımcı olur. Süt ve süt ürünlerinde ve yeşil sebzelerde bol miktarda bulunur.

KROM

Gelişim sürecine yardımı olur ve tansiyonu düşürmede görevleri vardır. Et ve tavuk ürünlerinde bol miktarda bulunur.

KLOR

Vücudu esnek tutmaya yara ve sindirime yardımcı olur. Sofra tuzu ve zeytinde bulunur.

İYOT

Gelişimi destekler. Fazla yağların yakılmasını sağlar ve enerji verir. Tüm deniz mahsullerinde ve toprakta yetişen sebzelerde bulunur.

DEMİR

Yorgunluk önleyicidir ve büyümeye destek olur. Kadna hemoglobin oluşması gibi önemli bir görevi vardır. Et ürünlerinde ve tahıllarda bulunur.

MAGNEZYUM

Kalp damar sistemine yardımcıdır. Sinir ve kas işlevlerinde görevi vardır. İncir, elma, greyfurt, fındık ve koyu yeşil sebzelerde bulunur.

FOSFOR

Gelişime yardımcı olur ve enerji sağlar. Balık, kümes hayvanları ve tahıllarda bulunur.

POTASYUM

Turunçgiller, tere, muz ve patateste bulunur.

SODYUM

Tuz, kabuklu deniz ürünleri, havuç, pancar ve böbrekte bulunur.

SÜLFÜR

Yağsız sığır eti, balık yumurtası, lahana ve kuru fasulyede bulunur.

ÇİNKO

Biftek, yumurta, kuzu pirzolası, bira mayası ve balkabağında bulunur.